3 Haziran 2011 Cuma

GERÇEKLERE SOYUNUN! NUDE PER L'ASSASINO


Aşırı giallo yüklenmesi, bir giallo seyrettiğiniz zaman diğer filmlerle karşılaştırma yapmanıza neden oluyor. Mesela Nude Per L’Assasino / Strip Nude For Your Killer, daha filmi seyretmeden adı ve DVD kapağıyla bana hep Mario Bava filmi çağrışımı yapmıştı. Çağrışımın nedeni elbette Bava’nın Blood and Black Lace filmi. Üstelik filmin konusu ve bir grup model-fotoğrafçı arasında geçmesi bu çağrışımı daha da güçlendirmeme neden oldu. Elbette mankenler ve onların dünyaları etrafında dönen filmlerden The Case of Bloody Iris’i es geçmek, hem bu filmde hem de Iris’te vücudunu sergilemekten kaçınmayan Edwige Fenech dolayısıyla mümkün değil. Ama film başlar başlamaz kürtaj masasında sere serpe sergilenen dişi insanın başına gelmiş ve iki dakika içinde gelecekler dolayısıyla konu açısından asıl bağı Cosa Avete Fatto A Solange? / What Have You Done To Solange? ile kurmak daha mümkün. Biz burada spoiler yapmayalım ekibi değiliz sayın okuyucular. Yapılacak spoiler yerinde durmaz.


İşlenen ilk iki cinayetle birlikte seri katil olgusunu ön plana çeken film, ilginç bir noktaya parmak basmış sayılır. Zira bir gialloda işlenen cinayetler, kendi halinde bir seri olsa da hiçbir zaman “seri katil” işi olarak ne filmdeki polis ne de ekranı başındaki seyirci-polis tarafından adlandırılmazlar. Sonuçta cinayetler zincirinin sebebi asla keyfi değildir, olamaz. Ortada mutlaka para, intikam ya da benzeri bir neden vardır. Olsun, yine de onca giallo arasında seri katil olgusuna parmak bastığı için ben filmi takdir ettim.
Kabul edelim, film vasat. Fenech’in vücudunu görmek vasatlığı ortadan kaldırmıyor. Aslında filmi gözümde vasatlıktan kurtaracak mükemmel bir durum vardı. Edwige Fenech tarafından canlandırılan, güzel olan ama çalıştığı stüdyoda kameranın önünde olmaktansa arkasında durmayı tercih eden karakterin katil çıkması, giallo tarihini sarsabilir, şimdiye kadar hep kurban rollerinde görmeye alıştığımız Fenech’i bir başka boyuta taşıyabilirdi. Ama film, etinden memesinden yararlandığı oyuncuya “amatör detektif” (Komakine anlatır bol bol bu kavramı) rolünü daha çok yakıştırmış olacak ki, onu katil yapmaktansa, katilin izini sürmesini istemiş. Buna da olsun. Katilin kim çıkacağını üç aşağı beş yukarı kestirebiliyoruz nasılsa.

Konu hakkında ne anlattık? Kürtaj masasında ölen bir kadınla açılan ve doktor ile işbirlikçisi göremediğimiz bir adamın, cesedi intihar/kendiliğinden ölüm süsü vererek küvete yatırmasıyla devam eden film, motorcu kıyafetli katilin doktoru öldürmesiyle hikayenin çorap söküğü gibi geleceğinin sinyalini veriyor. Katili biliyor muyum? Az sonra tahmin edeceğim. Doğru çıkacak mı? Hayır, ama yaklaştım sayılır. Gialloda hiç görmediğimiz katilin cinsiyeti büyük bir eğlence kaynağıdır bazen. Katil kadın mı erkek mi? Ne önemi var? Önemi kişiden kişiye değişir elbet ama kişisel fikrim, katil siyah erkek elbisesi giymişse eğer, %90 kadın, siyah kadın elbisesi giymişse %100 erkektir. İlgili filmler için spoiler gözetmeksizin bakınız; Blood and Black Lace, Chi L’ha Vista Morire? Hangi filmdekinin kadın hangisindekinin erkek olduğunu söylemediğim için dua edin.
Bu katil herkesi cıbılken öldürüyor. Tahmin etmiştik değil mi filmin ismine bakarak? Ama dahası kurbanını evde yalnızken yakalayan katil, onları açtığı musluklardan akan su sesiyle şaşırtıp iyice gerdikten sonra öldürüyor. Filme alternatif isim; Hear Me When It’s Pourring Water. “Stilde teşbih olmaz” diye artist bir şey yumurtlayayım dedim ama giallo söz konusuysa stilde teşbihin allahı burada. Filmin sansürlü versiyonunu seyrettiğimi sanmıyorum, gösterilmesi ayıp adledilen onlarca özel organ vesilesiyle. Lâkin kafamı karıştıran nokta neden her cinayetin güzelce gösterilmemiş olduğu. Yönetmen üşenmiş midir? Açık açık göstermenin doğru olmadığını mı düşünmektedir? Bilemiyoruz.
Aynalar tehlikelidir. Set ekibini en olmadık anda gösterip, sahnenin havasını bozar ya işte bir cinayet sahnesi ve set ekibi aynadan bize saniyenin saniyesinde göz kırparak geçiyor. Havamızı mı bozdu şimdi? Asla! Memnun olduk… 1975 tarihli filmin yönetmeni Andrea Bianchi, Malabimba, Le Notte del Terrore filmleriyle sevilir sayılır. Aynadan da gördük, sevdik, saydık…
Son olarak, Strip Nude (soyun!) derken aklınıza yanlış bir şey gelmesin lütfen. Giallo’nun adı çıkmış 9’a, inmez 8’e bir yerde. “Soyun!” Derken asıl vurgu, hiçbir sırrın, sır olarak uzun süre kalamayacağına dair bir gönderme bence. Böylece; Gerçeklere soyunun!

Hiç yorum yok: