29 Eylül 2010 Çarşamba

LA CORTA NOTTE DELLE BAMBOLE DI VETRO A.K.A. UÇ UÇ BÖCEĞİM


Giallo bir bilim dalı olsaydı konusunun beden olduğunu öne sürebilirdik. Karakterlerin çatışma sahasıdır beden. Hikayenin öznesi ve nesnesidir aynı zamanda. Cinayeti gerçekleştirenin kim olduğunun yanı sıra, yok olacak ya da varlığını devam ettirecek bedenlerin hangileri olacağının bilinmezliğidir seyirciyi sona sürükleyen. Yaşamın her alanına temas eden bu iz merkez alındığında, bilişsel olanın ötesinde saçılarak genişleyen bir yol ağzında buluyoruz kendimizi. Anlatıcının kafasının içinde kurguladığı yolla örtüştüğünüz anlarda arkasında bıraktığı ekmek kırıntılarını farketme şansınız (bir şans mıdır bu, emin değilim) olduğu gibi, bambaşka yollara sapabilir ya da tümden kaybolabilirsiniz. Bu açıdan La Corta Notte Delle Bambole Di Vetro (Short Night Of Glass Dolls) filminde, yönetmenin olay örgüsüne yerleştirdiği belirli birtakım öğelerin toplumsala yönelik bir mesaj taşıdığı fikri uyanıyor zihnimizde. Gizemin temelinde yatan faktörlerin kişisel çekişme ya da psikolojik bozukluk olduğuna dair genel geçer teoriden ayrılan yanıyla filmin özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Özel bir yer ama yine de kuralları katı bir şekilde belirlenmiş, ticari kaygıların baskın olduğu bir türün sınırlı hareket alanı içerisinde ancak ve ancak küçük bir sapma.

11 Eylül 2010 Cumartesi

MACCHIE SOLARI A.K.A. AUTOPSY

Armando Crispino kimdir? Şimdi hayatta olsa, o da beni, benim onu tanımak istediğim kadar tanımak ister miydi? Kısacık filmografisinde 2 adet giallo film barındıran (diğer filmleri de pek ‘sağlıklı’ görünmüyor) yönetmenin el atacağımız ilk giallosu, İtalyanca adıyla Macchie Solari, İngilizce bilinen adlarıyla Autopsy ya da The Tension.

8 Eylül 2010 Çarşamba

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE A.K.A. UNA SULL' ALTRA

Genelde histerilerle kadınları harcama yolunda ilerlemiş giallo dünyasında nadir olarak erkeği harcayan örneklerden biri, Una Sull’Altra / The Perversion Story ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. Gore’una kurban olduğumuz Lucio Fulci’nin giallo sularındaki sanıyorum ilk filmi olan Una Sull’Altra (Bu film giallo değil diyen halt etmiş bu arada), aynı zamanda ultra erotik sularda yüzüyor. Genelde “Fulci’den böyle bir film çıkmış ya helal olsun” tarzında burun kıvırarak olumlu eleştiri getirenlere “Halt etmişsiniz” demek istiyorum fırsatını kendim yaratmışken. Bu türden eleştirileri yapan insanlar Fulci’yi çekemeyenlerdir. Açtırmasınlar benim ağzımı (Kadırgalı mode on)…