18 Aralık 2010 Cumartesi

YILAN RUHLU KADININ KABUSU

Giallo'ların Türkiye'deki serüveni üzerine yeni bir maceraya atıldık. Araştırdıkça tek tük posterler, gazete kupürleri ortaya çıkıyor. Türün kutsal üçlüsü Sergio Martino, Edwige Fenech ve George Hilton'u bir araya getiren 1972 tarihli Tutti I Colori Del Buio/All The Colors Of The Dark, 1973'ün Şubat ayında, Yılan Ruhlu Kadının Kabusu adıyla ülkede vizyona girmiş.

'Yılan Ruhlu' diyerek doğrudan Edwige Fenech'i işaret eden ismin asıl başlangıç noktası ise 1971 tarihli, aynı kutsal üçlünün önceki filmi olan Lo Strano Vizio Della Signora Wardh/The Strange Vice of Mrs. Wardh. Bu film de vizyona Yılan Ruhlu Kadın olarak girmiş.
Yılan Ruhlu Kadının Kabusu filminin gösterime girdiği yıl Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan bazı ilanlarından örnekler aşağıda.






Flickr




Az söz, bol görsel için araştırmaya devam...

30 Kasım 2010 Salı

PROFONDO ROSSO FİLM MÜZİKLERİ

Müzik dinleme eyleminin -ya da durumunun- kendi yolunu çizmeye başladığı ergenlik döneminde progresif rock adı verilen müzik türü, aşılması zor bir engeldi benim için. O yıllar içinde bulunduğum halet-i ruhiyeye uygun müziklerin tümünün baştan sona yeknesak bir ritme dayalı, distorsiyonlu, sert ve mümkünse belli seviyede bir anksiyeteyi dile getiren cinsten olması bir zorunluluktu. Oysa King Crimson, Eloy, Yes gibi grupların müziklerini kolay formüle edemiyor, dinledikçe içime sıkıntılar basıyor, daha da vahimi, bu grupların dinleyicisi ağır görünümlü genç kızların gönlünü fethedecek frekansı yakalamakta muvaffak olamıyordum. Çevremde dürüst bir insan olarak bilindiğimden, dinliyormuş gibi yapmam maalesef olası değildi. Progresif rock'la aramıza giren kara kedinin dünyaya gelişi bu tarihe rastlıyor sanırım.


26 Kasım 2010 Cuma

THE CASE OF THE BLOODY IRIS




1970 yılından itibaren Giallo’nun en karakteristik ve önemli örnekleri, İtalya’nın 5 yıllık kalkınma planı uyarınca ardı arkasına patlarken Sergio Martino, türün kilometre taşlarından sayılacak filmleri yönetir. Gerçekten de bu dönemde Martino tarafından çekilen ve dummies topluluğunun çok iyi bilmesi gereken The Strange Vice of Mrs. Wardh, Your Vice Is A Locked Room and Only I Have The Key, Torso ve All The Colors of The Dark filmleri, izleyicinin beynine çöreklenen kesif ve sisli atmosferi, “tuhaf” cinselliği ve şüphe trenindeki seyahatiniz boyunca tedirginliği garanti eden hikaye anlatımı ile “100 Temel Giallo Eseri” arasına çoktan girmiştir. Martino’nun yönetmenliği ile seyirci önüne çıkan bu filmlerin bir diğer ortak paydası ise senaryolarının Ernesto Gastaldi tarafından yazılmış olması. Martino ile yaptığı işbirliği dışında Ernesto Gastaldi, Luciano Ercoli’nin Death Walks On High Heels, Forbidden Photos of A Lady Above Suspicion; Aldo Lado’nun Short Night Of Glass Dolls filmlerinin de senaryosunu yazmış. Biyografisinin 1970 – 1973 yıllarına denk düşen kısmına baktığımızda, sözü edilen Giallo’lar dışında spaghetti western senaryolarını ve kendisinin yönettiği “The Lonely Violent Beach” adlı filmi görüyoruz ki bu durumda Ernesto Gastaldi’nin üretken bir sinema adamı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Öyleyse, bu yazının konusunu oluşturan “The Case Of Bloody Iris” filminin, yine senaryo mevkiinde yer alan Gastaldi ekseninde ele alınması bizim için bir tercih değil, vazife olacaktır. Filhakika, bu filmde de, Gastaldi’nin o tarihe kadar kullandığı ve daha sonra kullanacağı pek çok öğe yer alıyor. Giallo’ya muhabbetle yaklaşan vicdanımız, bu öğeleri Gastaldi’nin alamet- i farikası addedip bağrına bassa da; kuşkulanmakta çok haklı olan zihnimiz, arz-talep dengesini esas alan ticari sinemanın çoğu kez kendini tekrar etmek zorunda kalacağını düşünmeden edemiyor. Ama şimdi kuşkulanmanın sırası değil. Edwige Fenech ve George Hilton birazdan sizlerle…

24 Kasım 2010 Çarşamba

THE STRANGE 'VINYL' OF SIGNORA WARDH

1971 tarihli Lo Strano Vizio Della Signora Wardh / The Strange Vice of Signora Wardh, giallo türü içerisinde, türe özelliğini veren konusu, simgeleri, oyuncuları vb. ile en iyi filmlerden biri. Giallo deyince akla gelen ilk isimlerden yönetmen Sergio Martino'yu, oyuncular Edwige Fenech ve George Hilton'ı biraraya getirmiş olması da cabası. Martino ve şürekasını ilerleyen zamanlarda daha kapsamlı ele alacağız almasına, orası kesin. Ama bu defa filmden ziyade, giallo'nun bir başka güzelliği olan film müziklerine giriş babında, filmin, uzun çabalar ve aramalar sonucu ele geçirdiğimiz plağını inceleyelim istedik.

21 Kasım 2010 Pazar

ANKESÖRLÜ TELEFON KULLANMA KILAVUZU

Yaklaşık 40 yıl öncesine ait bir cihazın etrafında kesik kesik soluyarak danseden kameranın ankesörlü telefona adanmış güzellemesi. Filmimizin açılış sahnesini oluşturan bu görüntüler, her şeyin başının iletişim olduğu sözünü doğrularcasına... Her neyse, pek yakında Case Of Bloody Iris'i de "bıçak altına" yatıracağız. Edwige Fenech ve George Hilton'ın etinden sütünden giallo janrına yakışır bir senaryoyla yararlanmış bu filmden bahsetmesek olmazdı.







2 Ekim 2010 Cumartesi

EYEBALL A.K.A AŞKIMIZDA GÖZÜ OLANIN GÖZÜ ÇIKSIN

Tarihler 1983’ü gösterirken Morrissey adında bir adam, The Smiths adındaki grubuyla, tüm enerjisini sarfederek, Hand in Glove adlı şarkıyı söylüyordu. Aynı yıllarda birileri muhakkak surette mecazi anlamda göz ile ilgili de bir şarkı söylüyor olmalıydı ama hatırlayamadım şimdi. Önemli olan bu değil zaten. Asıl önemli olan hand in glove’dan çarpıtarak aparttığım (düz anlamda içinde eldiven geçen başka şarkı bulamadım napim!) ‘eldiven ve göz’ klasik ikilisini temeline alan dandiklik şaheseri bir giallo. Üstelik mevzu bahis şarkılarla aynı dönemde, kendini yamyam filmlerine vermiş bir yönetmenin yaklaşık 10 yıl önce içine düştüğü bir türden geliyor olması.

29 Eylül 2010 Çarşamba

LA CORTA NOTTE DELLE BAMBOLE DI VETRO A.K.A. UÇ UÇ BÖCEĞİM


Giallo bir bilim dalı olsaydı konusunun beden olduğunu öne sürebilirdik. Karakterlerin çatışma sahasıdır beden. Hikayenin öznesi ve nesnesidir aynı zamanda. Cinayeti gerçekleştirenin kim olduğunun yanı sıra, yok olacak ya da varlığını devam ettirecek bedenlerin hangileri olacağının bilinmezliğidir seyirciyi sona sürükleyen. Yaşamın her alanına temas eden bu iz merkez alındığında, bilişsel olanın ötesinde saçılarak genişleyen bir yol ağzında buluyoruz kendimizi. Anlatıcının kafasının içinde kurguladığı yolla örtüştüğünüz anlarda arkasında bıraktığı ekmek kırıntılarını farketme şansınız (bir şans mıdır bu, emin değilim) olduğu gibi, bambaşka yollara sapabilir ya da tümden kaybolabilirsiniz. Bu açıdan La Corta Notte Delle Bambole Di Vetro (Short Night Of Glass Dolls) filminde, yönetmenin olay örgüsüne yerleştirdiği belirli birtakım öğelerin toplumsala yönelik bir mesaj taşıdığı fikri uyanıyor zihnimizde. Gizemin temelinde yatan faktörlerin kişisel çekişme ya da psikolojik bozukluk olduğuna dair genel geçer teoriden ayrılan yanıyla filmin özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Özel bir yer ama yine de kuralları katı bir şekilde belirlenmiş, ticari kaygıların baskın olduğu bir türün sınırlı hareket alanı içerisinde ancak ve ancak küçük bir sapma.

11 Eylül 2010 Cumartesi

MACCHIE SOLARI A.K.A. AUTOPSY

Armando Crispino kimdir? Şimdi hayatta olsa, o da beni, benim onu tanımak istediğim kadar tanımak ister miydi? Kısacık filmografisinde 2 adet giallo film barındıran (diğer filmleri de pek ‘sağlıklı’ görünmüyor) yönetmenin el atacağımız ilk giallosu, İtalyanca adıyla Macchie Solari, İngilizce bilinen adlarıyla Autopsy ya da The Tension.

8 Eylül 2010 Çarşamba

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE A.K.A. UNA SULL' ALTRA

Genelde histerilerle kadınları harcama yolunda ilerlemiş giallo dünyasında nadir olarak erkeği harcayan örneklerden biri, Una Sull’Altra / The Perversion Story ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. Gore’una kurban olduğumuz Lucio Fulci’nin giallo sularındaki sanıyorum ilk filmi olan Una Sull’Altra (Bu film giallo değil diyen halt etmiş bu arada), aynı zamanda ultra erotik sularda yüzüyor. Genelde “Fulci’den böyle bir film çıkmış ya helal olsun” tarzında burun kıvırarak olumlu eleştiri getirenlere “Halt etmişsiniz” demek istiyorum fırsatını kendim yaratmışken. Bu türden eleştirileri yapan insanlar Fulci’yi çekemeyenlerdir. Açtırmasınlar benim ağzımı (Kadırgalı mode on)…

27 Temmuz 2010 Salı

TANIK ARANIYOR: CHI L'HA VISTA MORIRE?


Giallo film piyasasına 70’lerin başında iki güzel film armağan etmiş yönetmen, yazar, görüntü yönetmeni gibi vasıfları bünyesinde barındıran Aldo Lado’nun 1972 tarihli Chi L’Ha Vista Morire/Who Saw Her Die? A.K.A. The Child adındaki filmi hakkında nihayet yazma fırsatını yakalamış bulunuyorum (Sanırım geyik yapacak bir şey bulamadığım için bu kadar uzun zaman aldı yazmak). İşlediği konunun –çocuk cinayetleri- hassaslığını bir kenara koyacak olursak, ya da en azından koymayı başarabilirsek, film, çekildiği mekanlar, Ennio Morricone’nin mükemmel ötesi müzikleri ve hikâyenin işleniş şekli vb. nitelikleri açısından oldukça kaliteli bir seyir vaat ediyor.

13 Temmuz 2010 Salı

ELLERİN İZİNDEN-…DALLA MANO(*)



Zaruri başlangıç notu: (*) La Mano, italyanca’da 'el' anlamına gelmektedir. Önündeki 'dalla' takısı ise 'da' ile 'la' takısının birleşmesinden oluşur ve '-den' manasına gelir.

1972 tarihli Cosa Avete Fatto A Solange?/What have you done to Solange?’ın yeniyetme genç kızlara duyarlı (!) yönetmeni Massimo Dallamano’nun iki yıl sonra 74’te, birazdan yakinen tanıyacağımız çeşit çeşit ‘el’ yardımıyla çektiği La Polizia Chiede Aiuto -bir önceki filmine atıfta bulunan Amerikan ismiyle What Have They Done To Your Daughters?- şimdiki mevzumuz.

3 Temmuz 2010 Cumartesi

GI-ALO: TELEFON

Klasik versiyonlar (The Case of the Scorpion's Tale)

Konuşmaya doyamayanlar (Lizard In A Woman's Skin, Rezione A Catena)


Telefonla ilişkisini pasif tutanlar (La Dama Rossa Uccide Sette Volte)


Fazla yakın temaslar (The Blood Stained Butterfly, Lizard In A Woman's Skin)


70'lerden modern tasarımlar (Le Orme-Black Belly of Tarantula)
Devam edecek...

26 Haziran 2010 Cumartesi

Lizard In A Woman's Skin A.K.A. Kadın Teninde Gündüz Düşleri


“Nazari ve Tatbiki Giallo” dersimizin bugünkü bölümünde İtalyan Sineması’nda türlerin teröristi olarak nam salmış yönetmen Lucio Fulci’nin “Lizard In A Woman's Skin” adlı filmini masaya yatıracağız. Fulci’nin geçmişteki tıp eğitimi macerası ve filmlerinde cerrah titizliğinde işlediği vahşet sahnelerini düşünürsek, kendisinden söz ederken masaya yatırmak tabirini kullanmanın isabetli bir seçim olduğunu düşünüyorum. Tarihler yine 1971 yılını gösterirken, Giallo türünün gezenti hali bu filmde de devam ediyor ve bu kez Londra şehrinde geçiyor hikayemiz.

22 Haziran 2010 Salı

LE ORME A.K.A. FOOTPRINTS ON MOON 1975


Giallo’yu bilim-kurguyla birleştirmeyi başaran bir yönetmenin, Luigi Bazzoni’nin, 1975 tarihli Le Orme, diğer adıyla Footprints On Moon adlı filmi Nicola Piovani tarafından bestelenen, dinledikçe insanı daha da çok etkileyen müziğiyle, her iki anlamda da ‘atmosferik’ bir uzay sahnesiyle açılıyor. Aya inen bir uzay mekiğinden çıkan iki astronottan birinin, diğerini ay yüzeyine terk ederek ay yüzeyinden ayrıldığını seyrettiğimiz bu oldukça rahatsız edici sahne, aslında Florinda Bolkan tarafından canlandırılan mütercim tercüman Alice Cespi’nin takıntılı bir şekilde sürekli gördüğü kabustan başka bir şey değil.

17 Haziran 2010 Perşembe

Eve Dönüş

“Cinayet işleyeceğim. Başka bir insanı daha öldüreceğim. Söylemesi ne kadar kolay. Şimdiden kendimi bir suçlu gibi hissediyorum. Haftalardır bunu düşünüyorum. Artık kötücül niyetimin vücut bulmasının zamanı geldi. Öylesine rahatım ki. Belki o an kendimi çok kötü hissedeceğim. Ama sanmıyorum. Kurbanıma saldırırken yaşayacağım zevk ve heyecanı hayal edebiliyorum. Bir insanı boğmak için ne kadar güç gerekir acaba? Belki bıçak daha iyidir. Hayır, canını alırken ellerimin arasında titreyen eti hissetmek istiyorum. Peki ya kurbanım kaçarsa? Buna engel olmalıyım. Hataya yer yok.”

16 Haziran 2010 Çarşamba

Giallo'nun Ekonomi-Politiği

Giallo Yüksek Konseyi'nin (ben ve Tuğba) son toplantısında aldığı ilke karar uyarınca "giallo janrında suçlu ve mağdur arasındaki bağlantı ile suç konusu eylemin nedenleri film boyunca belirsiz olanın ve doğa üstünün kıyılarında gezinse de, fiziğin ötesine geçmez. Katili suça yönelten güdünün temeli, her zaman için sınıfsal statükonun devamı ya da bir üst sınıfa terfi etme çabasından ibarettir".

Cat O'Nine Tails

70'li yılların İtalya'sında kırbaç desenli duvar kağıdı örneği!?