
Giallo bir bilim dalı olsaydı konusunun beden olduğunu öne sürebilirdik. Karakterlerin çatışma sahasıdır beden. Hikayenin öznesi ve nesnesidir aynı zamanda. Cinayeti gerçekleştirenin kim olduğunun yanı sıra, yok olacak ya da varlığını devam ettirecek bedenlerin hangileri olacağının bilinmezliğidir seyirciyi sona sürükleyen. Yaşamın her alanına temas eden bu iz merkez alındığında, bilişsel olanın ötesinde saçılarak genişleyen bir yol ağzında buluyoruz kendimizi. Anlatıcının kafasının içinde kurguladığı yolla örtüştüğünüz anlarda arkasında bıraktığı ekmek kırıntılarını farketme şansınız (bir şans mıdır bu, emin değilim) olduğu gibi, bambaşka yollara sapabilir ya da tümden kaybolabilirsiniz. Bu açıdan La Corta Notte Delle Bambole Di Vetro (Short Night Of Glass Dolls) filminde, yönetmenin olay örgüsüne yerleştirdiği belirli birtakım öğelerin toplumsala yönelik bir mesaj taşıdığı fikri uyanıyor zihnimizde. Gizemin temelinde yatan faktörlerin kişisel çekişme ya da psikolojik bozukluk olduğuna dair genel geçer teoriden ayrılan yanıyla filmin özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Özel bir yer ama yine de kuralları katı bir şekilde belirlenmiş, ticari kaygıların baskın olduğu bir türün sınırlı hareket alanı içerisinde ancak ve ancak küçük bir sapma.